'X, Y, Z ve OY KUŞAĞI'

Neden mi?
Nedeni aşağıda;

Zeka, insanın bilgiyi anlama, öğrenme ve kullanma yeteneğini ifade eder. Zeka, genellikle akademik beceriler, problem çözme yetenekleri, hafıza, mantık ve dil becerileri gibi alanlarda ölçülür. Akıl ise bireyin düşünme, karar verme, muhakeme etme ve problemleri çözme yeteneğini ifade eder.

 İnsan zekası, çocukluk ve ilk gençlik dönemlerinde daha hızlı çalışır. Bu da insanın çabuk kararlar vermesine ve daha sık hata yapmasına sebep olur. Bu yaşlar zeka ile birlikte duygunun da baskın olduğu yaşlardır. Yaş ilerledikçe zeka yavaşlamaya, duygular azalmaya ve akıl daha fazla devreye girmeye başlar.

Özellikle ergenlik öncesi, ergenlik ve ergenlik sonrası dönemler, aklın neredeyse hiç devreye girmediği, duyguların hakim olduğu dönemlerdir.

Akıl ve zeka kavramlarını anlattıktan sonra gelmek istediğim nokta şu;
Geçtiğimiz seçim sürecinde Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bir açıklamasında; " Oy kullanma yaşını 12'ye indirseler Zafer Partisi iktidar olur." demişti.

Bir iletişimci olan Ümit Özdağ'ın tespiti aslında çok doğru bir tespit. Çünkü bu yaştaki insanları sloganla ve romantik hamlelerle ikna etmek çok kolaydır. Bu yaş grupları oy verme noktasına geldiklerinde geçmiş/gelecek hesabı yapmak yerine sadece bu günün hesabını yaparlar.

Akıl, zeka ve insan denklemini incelediğimizde ülkemizdeki eğitim ve gelişim şartlarına da baktığımızda seçme seçilme yaşının 20'li yaşların altına çekilmesi sandıktan çıkan sonuca pozitif değil, negatif bir etki yapar.

Milletimizin 'çocuk avutma' yöntemleri ve çocuklarımızı büyütürken onlara aşılayamadığımız bireysel sorumlulukların da bu sonuçta büyük etkisi vardır.

Topluma şirin görünmek ve kolay ikna edilebilir bir seçmen grubu yaratmak propagandayı iyi yapan siyasi partilerin işlerine yarayacağı gibi dışarıdan gelecek olan kötü niyetli propagandacıların da işine yarayacaktır.

Bu sürecin uzaması hem devlet kademelerinde hem de milletin sosyal yapısında zaaflara neden olacaktır.

Seçen ve seçilen bireyin; tarladaki patatesin fiyatından lokantadaki ezogelin çorbasının fiyatına, ülkenin savunma sanayisinden sağlık sistemine, eğitim sisteminden lojistik sistemine ve o günün dünya konjonktüründen ülkeler arası dengelere kadar birçok konuda bilgi sahibi olması ve fikir yürütebilmesi gerekir.

Hem oy kullanan bireyin, hem oy talep eden bireyin, hem de tüm bu sistemi kuran sorumluluk sahiplerinin bu sosyolojik gerçekleri iyi kavramaları ve geçmiş/gelecek denklemini iyi hesap etmeleri gerekir.

Bir ülkenin tam bağımsız olabilmesinin yolu bu gerçeklik kavşağından geçer!